Konya'ya Hoş Geldiniz

Beyşehir’de kent merkezi içinde bir süre adımlarsanız, Beyşehir Çayı’nın gölden çıkış yaptığı noktada bulunan meşhur Taşköprünün hemen yanında kanala nazır güzel bir bahçe gözünüze çarpar. Burası 1950’li yıllara kadar Halkevi, sonraki yıllarda Belediye Bahçesi ve son zamanlarda ise Beyaz Park olarak anılmıştır.

Sakinlerinin ifadesine göre yapıldığı yıllardan yakın zamanlara kadar kanal kenarında uzanan bu güzel bahçede çam ağaçlarının serin gölgesi altında sıralanan masalarda oturmak ve taşköprünün gözlerinden kimi zaman hüzünle, kimi zaman coşkuyla akan suların sesine kulak vermek doyulur zevklerden değildir. Bahçedeki çiçeklerin kokusu, köprünün altından akan suların sesi, ufuktaki karlı Anamas Dağları’nın manzarası Beyşehir’e gelen yerli yabancı bütün turistlerin yıllarca ilgisini çekmiştir. Çiçekli bahçede çayınızı yudumlarken, Taşköprünün kemerlerinden gözünüzü alabilirseniz bahçenin köşesindeki tarihî yapı dikkatinizi çekecektir. Yaklaşık 100 yıllık bu tarihi yapı, Beyşehir Türk Ocağı olarak yapılmış, Halkevi olarak kullanılmış, bir dönem Belediye ve Kütüphane olarak hizmet vermiş, uzun yıllar Beyaz Park adıyla işletilmişse de, bugün Beyşehir Belediyesi Sosyal Tesisleri olarak hizmet veriyor. İki katlı ve oldukça gösterişli olan bu yapının zemin katı çay ocağı ve lokanta olarak kullanıyorken, ikinci katı Beyşehir Belediyesi’nin Kültür ve Sanat Merkezi’ne tahsis edilmiştir.  Binanın taş merdiveninden yavaş yavaş ikinci kata yönelirseniz, vaktiniz ve şansınız varsa Beyşehirli amatör sanatçıların fotoğraf ve resim sergilerini görme fırsatını yakalayabilirsiniz. Merkezin küçük ve şirin odaları Beyşehirli zanaatkârların atölyeleri olarak tefriş edilmiş bulunuyor.

Yapının inşa tarihi bir asırdan öteye geçmiyorsa da hem girişinde yer alan sütunları hem de beden duvarlarında kullanılmış olan taşları sizi 700 yıl kadar önceye götürecektir. Zira burası, halk arasındaki söylentilere göre Eşrefoğulları dönemine tarihlendirilen İçerişehir’deki tarihî medrese ve türbelerin taşlarından inşa edilmiştir. Mimarî açıdan tam bir Cumhuriyet yapısı görüntüsüne sahip olsa da, bu koca yapı bedenlerinde Eşrefoğullarından günümüze kadar uzanan büyük bir mirası taşımaktadır. Beyşehir’e yolunuz düştüğünde, Taş Köprü çay bahçesinde çayınızı yudumlarken, bu tarihi yapıya kulak verirseniz girişteki sütunların etrafında koşturmuş çocukların seslerini işitebilir, Türk Ocağı ve Halkevi kokulu odalarında adımlarsanız Cumhuriyet’i kuran iradenin onu yaşatmak adına gösterdiği çabaları derinden hissedebilirsiniz.