Antik kaynaklarda adı Trogitis olarak geçen Suğla Gölü, Beyşehir Gölü’nün güneydoğusunda ve Seydişehir ile Bozkır kentlerinin arasında yer alır. Tektonik hareketler sonucunda oluşmuş olup karstik kökenli bir çöküntü alanında bulunan ve çevresindeki dağların sularını toplayan Suğla Gölü’nün deniz seviyesinden yüksekliği bin 40 metredir.
Batı sahilleri kayalıklarla kaplı olduğu için yerleşmeye pek elverişli olmayan gölün diğer yönlerinde suyu sığ olup çevresinde geniş düzlükler bulunur. Yaz ayları geldiğinde sular çekilmeye başladığından alüvyonlu göl tabanı ortaya çıktığından burada oldukça verimli bir tarım alanı oluşur. Alüvyonlu kumlu alanlar çevre köylülerce taksim edilerek buralarda nohut ekimi yapılır. Suğla Gölü ile ilgili halk arasındaki anlatılarda, gölün yedi yılda bir dolduğu ve yedi yıl boyunca da boşaldığı rivayet edilir. İlginç bir şekilde 1940’tan günümüze değin düzenli olarak yapılan gözlemler sonucunda, 1940-47 arasında suyla dolu olan gölün, 1947-51 arasında kuruduğu, 1951-54 arasında yine dolu olan gölün, 1954-68 arasında kuru olduğu tespit edilmiştir. Nitekim 1968’de yeniden dolmaya başlayan gölün suları 1975’ten itibaren yine çekilmeye başlamıştır.
Suğla Gölü, dolu olduğu zamanlarda masmavi gökyüzü altındaki yemyeşil suyu, bitki örtüsü ve çevresindeki doğal güzellikleriyle oldukça dikkat çekicidir. Ziyaretçilerine eşsiz güzellikler sunan, yerli ve yabancı turistlerin ilgi odağı olan gölde pek çok kuş türü bir arada yaşar. Seydişehirliler, baldan tatlı karpuzlarının ve meşhur leblebilerinin lezzetini de Suğla’ya borçludurlar. Seydişehir’e geldiğinizde Suğla Gölü’ne mutlaka vakit ayırmalısınız.